Hava Yolculuğu

Uçak yolculuğu, özellikle de uzun mesafeli yolculuk, yolcuları, kendilerinin sağlık durumlarını olumsuz bir şekilde etkileyebilecek birçok faktöre maruz bırakmaktadır. Geçmişte hastalık problemleri olan yolcular bu faktörlere karşı daha hassas olabilirler. Eğer yolcu planlarını dikkatlice yapar ve yolculuk öncesinde ve sonrasında ve yolculuk sırasında birtakım basit tedbirleri alırsa, hava yolculuğu ile ilgili sağlık riskleri asgari düzeye indirilmiş olur.

Hava Yolculuğunun Dikkat Edilmesi Gereken Durumlar

Zinde ve sağlıklı bir bebek doğumdan 48 saat sonra uçakla seyahat edebilir ancak 7 günlük olana kadar beklenmesi tercih edilir. Kabin hava basıncındaki değişiklikler bebekleri rahatsız edebilir ve yutmayı teşvik etmek için beslenerek veya emzik verilerek buna yardımcı olunabilir.

  • Komplike olmayan bir gebeliği olan bir kadın için uyulması gereken kurallar şunlardır:
    • Gebeliğin 28. haftasından sonra, beklenen doğum tarihini ve hamileliğin normal olduğunu teyit eden, doktordan alınmış bir yazı yanınızda bulundurulmalıdır.
    • Tekil gebeliklerde 36. haftanın sonuna kadar uçakla seyahate izin verilmektedir.
    • Çoğul gebeliklerde 32. haftanın sonuna kadar uçakla seyahate izin verilmektedir.
  • Doğumdan sonraki ilk 7 gün içerisindeki kadınların uçakla seyahati tavsiye edilmemektedir.

    Her türlü karmaşık gebelik vakası tıbbi izin gerektirir.

    Ayrıca aşağıdaki sağlık sorunlarından muzdarip olanlar seyahatten kaçınmalıdır:

    • Dinlenme halinde bile hissedilen göğüs ağrısı veya angina pektoris
    • Herhangi bir ciddi ve bulaşıcı hastalık
    • Kanama, travma ve enfeksiyondan dolayı artan kafa içi basınç
    • Sinüs enfeksiyonu, kulak burun boğaz enfeksiyonları (özellikle de östaki borusu tıkanmışsa)
    • Son zamanlarda olan myokardial enfarktüs ve kriz
    • Ciddi kronik solunum hastalığı, dinlenme halindeki nefessiz kalma veya çözümlenemeyen pnömotoraks
    • Orak hücreli anemi
    • 200 mmHg'den fazla sistolik basınca sahip, kontrolsüz arteriyel hipertansiyon
    • Havanın veya gazın içeride kaldığı, son zamanlarda gerçekleşen bir cerrahi girişim ya da hasar durumu (Özellikle karın travması, mide-bağırsak ameliyatları, baş-yüz-göz hasarları, beyin ameliyatları ve göz yuvarlağının içine girildiği göz ameliyatları)
    • Tamamen kontrol altına alındığı durumlar dışında psikotik hastalıklar

    Skuba dalıcıları dalış yaptıktan sonra kısa süre içinde hava yolculuğuna çıkmamalıdırlar (Bir veya daha fazla gün sınırsız dalış yaptıktan sonra en az 24 saat, 2 saat dalış yaptıktan sonra en az 12 saat.)

    Yukarıda belirtilen durumlar sınırlı ifade edilmiş olup seyahate uygunluğu yolcuya göre araştırılmalıdır.

    Uçuş sırasında sağlığınızla ilgili endişeleriniz varsa doktorunuza danışın.

    Enfeksiyon Hastalıkları

    Herhangi bir enfeksiyon hastalığının uçakta bulaşma riski oldukça düşüktür. Uçak kabininin kalitesi çok dikkatlice kontrol edilir. Dışarıdaki hava ile değişmesi ve yeniden dolaşıma giren kabin havasının süzülmesi, havanın saatte 20-30 kez değiştirilmesini sağlar. Bu düzeydeki bir havalandırma herhangi bir yapıdakinden çok daha fazladır ve mikrop bulaşma düzeylerinin alt sınırlarda tutulmasına yarar. Modern uçaklar kabin havasını % 50'ye varan oranlarda dolaşıma sokar. Dolaşan hava; madde, bakteri, mantar ve birçok virüs parçacıklarını yakalayan HEPA (yüksek verimli az hava) filtreleri içinden geçer. Sonuç olarak, dolaşan kabin havası çok olur.

    Hava yoluyla geçen enfekte edici ajanların yolcular arasında yayılması çok düşük ihtimaldir. Ancak eğer enfeksiyon kaynağına çok yakın olunursa zaman zaman bu durum gerçekleşebilir. Yan yana oturan yolcular arasında grip bulaşması olabilir. Havalandırmanın kapalı olduğu ve uçağın uzun bir süre zeminde beklediği hallerde grip daha da yayılabilir. Çok az rastlanan bazı örneklerde, veremli bir yolcuya yakın oturan kişilere tüberküloz basilinin geçtiği görülmüş ve bu kişilerden hiçbiri bu hastalığa yakalanmamıştır.

    Başka kişileri enfekte etme veya diğer ülkelere hastalığı bulaştırma riskinden ve kişisel sağlık sebeplerinden dolayı, bulaşıcı hastalıklar taşıyan kimselerin uçakla yolculuk yapmamaları gerekir.

    Uçakların böceklerden arındırılması, Uluslararası Sağlık Tüzüğü'nün zorunlu kıldığı bir kamu sağlığı tedbiridir. Taşınan sineklerin yayılmasından dolayı, sıtmanın görülmediği bazı ülkelerin havalimanları çevresinde sıtma salgınlarına rastlanmıştır. Yolcular uçakla seyahat ederken böcek ilacı spreylerinin sıkılması konusunda bazen endişe ederler. Ancak bu ilaçların zararlı olduğu yönünde herhangi bir kanıt bulunamamıştır.

    Kabin hava basıncı

    Uçak kabinleri basınçları sabitlenmiştir ancak, uçma yüksekliğinde kabin havası basıncı deniz seviyesindeki basınca göre daha düşüktür. 11000 metrelik (37000 feet) tipik bir uçuş yüksekliğinde, kabindeki hava basıncı, deniz seviyesinden 1500-2500 metre (5000-8000 feet) yükseklikte olan hava basıncına denktir. Sonuç olarak, mevcut oksijen düşer ve vücuttaki gazlar genişler. Düşük kabin hava basıncının etkileri sağlıklı yolcular tarafından genellikle çok iyi bertaraf edilir.

    Oksijen ve Hipoksi

    Uçuşun tüm safhaları boyunca kabin havası sağlıklı yolcular için yeterli oksijen içerir. Ancak kabin hava basıncı oldukça düşük olduğu için kanın oksijenle doyması biraz düşer ve bu da dokulara daha az oksijen gitmesine (hipoksi) yol açar. Kalp damar veya solunum hastalıkları olan yolcular veya anemi gibi kan ile ilgili belirli bozuklukları olan kişiler hipoksiyi kolayca atlatamayabilirler. Ayrıca, alkolün beyindeki etkisi hipoksi ile daha da artmaktadır.

    Gaz Genleşmesi

    Hava, kabin hava basıncının düşmesinden dolayı vücudun hava boşluklarında genleşir. Karında gaz genleşmesi orta dereceli bir rahatsızlığa neden olabilir ve u rahatsızlık karbondioksitli içecekler veya birtakım sebzelerin tüketilmesi ile birlikte daha da artabilir. Uçak havalanırken hava genellikle bir soruna neden olmadan orta kulaktan ve sinüslerden çıkar. Uçak alçalırken havanın orta kulak ve sinüslere girmesi sağlanmalıdır, böylece basınç farklılıkları da eşitlenmiş olur. Bu rahatsızlıkların çoğu, yutkunma, çiğneme veya esneme ile azaltılabilir, eğer devam ederse, ağız ve burnu kapatıp derinden bir nefes verilmesi genellikle yardımcı olur.

    Kulak, burun ve sinüs enfeksiyonları olan hastalar hava yolculuğu yapmaktan kaçınmalıdırlar çünkü basınç farklılıklarının eşitlenememesinden dolayı ağrı ve hasar oluşabilir. Eğer yolculuk yapmaktan başka yol yoksa ve uçuş sırasında problem yaşanırsa burun açıcı damlalar yararlı olabilir.

    Gaz genleşmesi sonucu oluşabilecek bir hasardan dolayı, son zamanlarda cerrahi müdahalede bulunulmuş kimselerin bir süre uçakla yolculuk yapmamaları gerekir.

    Kabin Nemliliği

    Uçak kabinlerindeki bağıl nem oranı genellikle % 20'den düşüktür. Düşük nem gözlerde, ağızda ve burunda rahatsızlığa yol açabilir ancak sağlık açısından herhangi bir risk oluşturmaz. Bu rahatsızlık, yolculuktan önce ve yolculuk sırasında bol sıvı alımı yapılarak giderilebilir. Ayrıca cilt nemlendirici losyon kullanma, burun deliklerini nemlendirmek üzere bir salin burun spreyi kullanma ve kontak lens yerine gözlük takma gibi işler vasıtasıyla nemlendirme sağlanabilir.

    Dehidratasyon

    Yeterli sıvı alımı olmazsa uzun uçuşlarda dehidratasyon (vücut sıvısının azalması) meydana gelebilir. Bu sıvı alımı uçuş öncesinde ve sırasında alkolsüz içecekleri kapsamalıdır (su ve meyve suları). Alkol dehidratasyona katkı yaptığından dolayı, uçmadan önce ve uçuş sırasında alkol kullanımı kısıtlandırılmalıdır, hatta tercihen içmekten kaçınılmalıdır.

    Araç Tutması

    Çok ciddi, hava boşluğuna yakalanma durumları dışında uçakla seyahat eden yolcular nadiren araç tutmasından şikayet ederler. Araç tutması konusunda hassas olan kişilerin kanat üzerinde ve/veya cam kenarında bir koltuk talep etmeleri ve araç tutması ile ilgili torbaları her zaman kolayca ulaşılabilecekleri bir yerde saklamaları gerekir. Araç tutmasını önlemek için gerekirse ilaç alınabilir.

    Hareketsizlik ve Dolaşım Problemleri

    Uzun süren hareketsizlik, özellikle de kişi oturuyorsa, kanın bacaklarda toplanmasına ve dolayısıyla da su toplamasına, tutulmaya ve rahatsızlıklara yol açar.

    Dolaşım yavaşlaması, venöz tromboz (kan pıhtıları) gelişmesi için yatkınlık yaratan bir faktördür. Hava yolculuğu durumlarında da olması mümkündür ancak uçuş ortamındaki başka faktörlerin de katkıda bulundukları bilimsel olarak kanıtlanmamıştır.

    Aşağıdaki faktörlerden bir ya da daha fazlasını taşıyan kimselerin seyahat etmeden önce tıbbi yardıma başvurmaları tavsiye edilir.

    • Venöz tromboz öyküsü
    • 40 yaşının üzerinde olma (yaş riski artırır)
    • Östrojen tedavisi alma (doğum kontrol hapları veya hormon replasman tedavisi)
    • Gebelik
    • Son zamanlarda cerrahi müdahale veya travma durumu, özellikle de karın veya alt ekstremite cerrahisi
    • Kanser
    • Genetik kan pıhtılaşması bozuklukları
    • Kronik venöz yetmezlik (varikoz toplar damarları)
    • Konjestif kalp yetmezliği
    • Obezite

    Önlemler

    Uzun süren hareketsizliğin olumsuz etkileri, uçakta seyahat ederken sık aralıklarla basit egzersizler yapılarak azaltılabilir. Birçok havayolu şirketi dolaşımı uyaran, rahatsızlığı, yorgunluğu ve tutulmayı azaltan ve venöz tromboz oluşması riskini düşüren uçak içi egzersizler hakkında yardımcı olmaktadır. Hava yolculukları için özel olarak tasarlanmış kompresyon tüplü çoraplar giyilmesi yararlı olacaktır. El çantası, bacaklar ve ayakların hareketini kısıtlayacak yerlere konulmamalıdır. Giysiler bol ve rahat olmalıdır.

    Yolcu, varıştan sonra, kan dolaşımını uyarmak üzere birtakım hafif egzersizlerde bulunarak yolculuğun etkilerini azaltabilir.

    Jet Lag

    Jet lag özellikle de kısa sürede birçok zaman alanından geçme (batıdan doğuya ya da doğudan batıya uçarken) sonucu oluşur ve uyku kalıplarının ve vücudun iç saatini oluşturan biyolojik ritmin bozulması anlamına gelir. Jet lag'ın olumsuz etkileri dehidratasyona, bitkinlik ve stresten oluşur ve hazımsızlık, genel halsizlik, uyuyamama, düşük fiziksel ve zihinsel performans gibi durumlara yol açabilir.

    Jet Lag'ın Etkilerini Azaltmak İçin Genel Tedbirler

    Gitmeden önce iyice dinlenmiş olunuz ve kısa süreli uykular da dahil olmak üzere yolculuk boyunca mümkün olduğunca dinleniniz.

    Yolculuktan önce ve yolculuk sırasında bol bol su ve meyve suyu içiniz.

    Hafif yemekler yiyiniz ve yolculuk öncesi ve sırasında alkol tüketimini sınırlandırınız.

    Gidilecek yer zaman dilimine kendinizi mümkün olduğu kadar çabuk ayarlayınız, tercihen yolculuk sırasında ayarlayınız (yemek saati, uyku saati).

    Vardığınızda gün ışığı ile karşılaşacağınızdan emin olunuz.

    Kısa vadede etkili uyku hapları, gideceğiniz yerdeki uyku modellerine uymanızı ayarlamayı kolaylaştıracaktır, ancak bu ilaçların tıbbi tavsiyeler doğrultusunda kullanılması gerektiği unutulmamalıdır.

    Psikolojik Hususlar

    Hava yolculuğunun beraberinde taşıdığı fizyolojik zorlukları vardır. Karşılaşılan ana sorunlar uçuş stresi ve korkusudur. Bunlar yolculuktan önce ve uçuş sırasında birbirinden farklı veya birlikte gerçekleşebilir.

    Uçuş Fobisi(Uçuş Korkusu)

    Sanayi ülkeleri toplumlarının hatırı sayılır bir bölümü az veya çok uçuş korkusu yaşarlar. Bunun kişisel yaşam veya iş hayatı üzerinde önemli olumsuz etkileri vardır.

    Uçak korkusu bulunan ancak uçakla yolculuk yapması zorunlu olan kişilerin yolculuktan önce tıbbi yardım almaları gerekir. Yatıştırıcı kullanan kişiler alkol tüketmemelidir. Yolcuların hava yolculuğuna ilişkin fizyolojik zorlukların etkisini azaltan uzun vadeli özelleşmiş bir tedaviye ihtiyaçları vardır.

    Hava Öfkesi

    "Hava öfkesi" hava yolculuğuna eşlik eden bir davranış bozukluğu olarak yeni tanımlanmıştır. Bu durum uçuş korkusu ile değil de yüksek düzeyde strese bağlı görülmektedir ve aşırı alkol tüketimi ile artabilmektedir.

    Özel İhtiyaçları Olan Yolcular

    Sağlık problemleri veya özel ihtiyaçları olan yolculara ilişkin olarak her havayolu şirketinin farklı politikaları vardır. Yaygın olarak kullanılan örnekler şunlardır:

    Bebek Yolcular

    7 gününü doldurmamış bebekler için hava seyahati tavsiye edilmemektedir. Prematüre bebekler için, her vaka birbirinden farklı olmak üzere, tıbbi yardıma başvurulmalıdır.

    Sağlıklı bebekler için uçak ortamı genellikle sorun teşkil etmez. Ancak uçak yükselirken ve alçalırken, basınç değişikliklerinden dolayı kulaklarda ağrı ve ağlamaya neden olabilir. Bunu en aza indirmek için, özellikle iniş sırasında bebeğin emzirilmesi, biberonla beslenmesi veya emzik emmesi yararlı olacaktır. Bu orta kulaktaki hava basıncını eşitlemeye yardımcı olacaktır. Üst solunum yolu enfeksiyonu ve tıkanıklığı olan çocuklar uçmaktan kaçınmalıdır, ancak eğer mecburlarsa inişten 30 dakika önce onlara reçete edildiği gibi burun tıkanıklığı giderici ilaçlar verilebilir.

    Bebekler dehidratasyona karşı çocuklardan ve yetişkinlerden daha hassastır. Yolculuktan önce ve yolculukta yeterli düzeyde sıvı alımı sağlanmalıdır. Uzun süreli uçuşlarda ekstra sıvı (su veya seyreltilmiş meyve suyu) tedarik edilmelidir.

    Hamile Yolcular

    Ticari uçuşlar anne ve fetüs için normalde güvenlidir. Ancak, hamileliğin son ayı ve doğumdan sonraki 7 güne kadar hava seyahati önerilmemektedir. Birçok havayolu şirketi hamile kadınların uçağa kabul edilmesini kısıtlamaktadır. Komplike olmayan hamilelikler için genel kriterler şunlardır:

    • Tekil gebelikler için, 36. haftaya kadar uzun mesafeli uçuş.
    • Çoklu gebelikler için, 32. haftaya kadar uzun mesafeli uçuş.

    Gebeliğin 28. haftasından sonra, sağlıklı olma durumu, normal gebelik ve beklenen doğum tarihini belirten, doktor tarafından verilmiş bir belge taşınmalıdır. Kalkış tarihini izleyen 4 hafta içinde doğumun gerçekleşmesi veya doğumda birtakım komplikasyonlar oluşması bekleniyorsa, bazı havayolu şirketleri sağlık sorununun olmamasını gerekli görebilir.

    Geçmişte Bir Hastalık Olması Durumu

    Kanser, kalp damar hastalığı, kronik solunum yolları hastalığı, epilepsi, kansızlık veya regüle olmayan şeker hastalığı gibi rahatsızlıklara sahip, bağışıklık baskılayıcı ilaç tedavisi alan, diyalize bağlı olan veya başka bir nedenden dolayı yolculuk etmesi şüphe gerektiren kimseler, uçakla yolculuk yapmaya karar vermeden önce doktora danışmalıdır. Böyle bir şüphe durumunda havayolu şirketi uçuşa uygunluk açısından sağlık belgesi talep edebilir.

    Seyahat sırasında ve gidilecek yerde kullanılacak tüm ilaçların el çantasında taşınması ve her zaman için kolayca ulaşılabilir bir yerde bulundurulması gerekir.

    Pacemaker (kalp pili) taşıyan yolcuların uçakla seyahat etmesinde genellikle bir sakınca yoktur. Tek kutuplu kurşunlu kan pompalama sistemleri uçuş sırasında elektronik engellemeye karşı hassaslık gösterebilir, bu yüzden havaalanı güvenlik görüntüleme cihazlarının etkileri hakkında bilgi edinilmelidir. İki kutup kurşunlu kan pompalama sistemleri bu olaydan etkilenmez. Ancak elle idare edilen güvenlik cihazları, vücuda monte edilmiş otomatik defibrilatörlerin çalışmasına engel olabilir, bundan dolayı bu cihazları taşıyan yolcuların bu tehlikenin varlığını belirten bir doktor açıklaması taşımaları yararlı olacaktır.

    Sigara İçen Kişiler

    Çok az sayıda havayolu şirketi hariç, sigara içmek birçok havayolu şirketi tarafından yasaklanmıştır. Düzenli olarak sigara içen kişiler özellikle uzun uçuşlarda sıkıntı ve rahatsızlık yaşayabilirler. Fazla sigara içen kimselerin uzun mesafeli uçuşlardan önce tıbbi yardıma başvurmaları önerilir. Nikotin replasman bantları ya da nikotin içeren sakızlar yararlı olabilir ve hafif bir yatıştırıcı yolcu yanında bulundurulabilir.

    Engelli Yolcular

    Fiziksel engellilik yolculuk için genellikle sakıncalı değildir. Uçuş boyunca kendi ihtiyaçlarını gideremeyecek (tuvalete gitmek ve tekerlekli sandalyeden koltuğa geçmek vs.) yolcuların, beraberinde refakatçi bulunması gerekir. Tekerlekli sandalyeli yolculara, uçuştan önce çok fazla sıvı almamaları tavsiye edilir (uçuş sırasında tuvalete gitmekten kaçınmak amacıyla).

    Engelli yolcular önceden yol göstermesi amacıyla havayolu şirketi ile temasa geçmelidir.

    Diğer Sağlık Durumları

    Uçakla seyahat planlıyorsanız ve sağlık probleminiz varsa; havayolu şirketine durumunuzu bildirmeniz ve doktor raporu beyan etmeniz gerekebilir. Genellikle havayolu şirketlerinin istediği rapor son on gün içinde alınmış olmalı, raporun düzenlendiği tarih mutlaka raporda bulunmalı, rapor üzerinde doktorun adı soyadı, diploma numarası ve imzası olmalıdır. Hamile yolcular için istenen raporun son 7(yedi) gün içinde alınmış olması gerekebilir. Havayolu şirketleri raporda "uçakla seyahatinde herhangi bir sakınca yoktur" ibaresini istemektedir.

    MS hastalığında, atakların ani gelişebilme ihtimali ve uçuşun da bir stresör olarak değerlendirilmesi sebebiyle doktor raporu talep edilebilir.

    Ciddi yiyecek alerjisi olanlar (fındık, fıstık vb.)havayolu şirketine bildirmelidirler.

    Oksijen desteğiyle uçması gereken hastaların mutlaka uçuştan en az 24 saat önce havayolu şirketiyle görüşmesi gerekmektedir. Bazı havayolu şirketleri bu tür yolcuları taşımazken, bazıları hasta yolcunun doktor raporunu (bu rapor hasta yolcunun ne miktarda oksijen alacağını da belirtmelidir) değerlendirip, gerekli oksijeni uçuş süresince teminini sağlamaktadır. Yolcuların dışarıdan temin edilen kendi oksijen tüpünü uçağa getirmeleri yasaktır. Hasta yolcu kendine ait oksijen tüpünü boş olmak kaydıyla gerekli kontrolleri yapıldıktan sonra kargo bölümünde taşıtabilir.

    Diyabet gibi özel diyet gerektiren bir durumunuz varsa veya bebeğiniz için mama temin edilmesini istiyorsanız havayolu şirketine 24 saat önceden bildirmelisiniz.